Brad Sunberg : Bir Dostu Anmak
Gönderilme zamanı: 17 May 2020, 21:29
Brad Sunberg : Bir Dostu Anmak

Bugün, onun vefatının birinci yıldönümünü işaret ediyor. Önümüzdeki birkaç gün
boyunca onun müziğini duyabilir, mirası ya da çocukları hakkında haberler
görebilirsiniz, belki de şakalar ve dedikodular duyabilirsiniz. Muazzam
boyuttaki borcu, akmaya devam eden gelirleriyle görünüşe göre 500M $'dan
300M$'a kadar düşürüldü, mirasını yöneten iş takımına teşekkürler. Sony Music'e göre,
öldüğünden beri 31 milyon albüm satıldı.
"This is it" filmi tüm dünyada $260 kar yaptı. Videoları bu hafta sonu sürekli tekrar
tekrar görülecek ve neşeli Captain EO'su Disneyland'de ve Walt DisneyWorld'deki
Epcot Center'da kalabalıkları çekmeye devam edecek.
İnsanlar; "tabloid" başlıklarının, acayipliklerin ve suçlamaların ötesinde,
milyonlarca insan için müzikler yaratmış olağanüstü yetenekli adamı hatırlamaya
başlayacaklar. O bir "entertainer"dı, sade ve yalındı, sahnede ve sahne arkasında. Ayrıca,
iyi bir işveren, patron ve arkadaştı/dosttu.
Birçoğunuzun bildiği gibi, 18 yıl boyunca onunla sayısız projede çalıştım. Pek çok "ünlü"
insanla tanışma ve çalışma fırsatım oldu, ama hiçbiri bu adamdan daha fazla ilgi çekici veya
fark yaratıcı değildi. İnsanlar onunla uzunca bir dönem çalıştığımı öğrendiklerinde, doğal
olarak meraka kapılıyorlar. Genellikle, açılış cümlesi: "peki, göründüğü kadar tuhaf mı?".
Ama, onları gerçekten suçlayamıyorum. Medya, onu, Erkek İzci kampına gidenrken, sırt
çantasında Fil Adam'ın kemiklerini taşıyan pijama giyinmiş bir maymunla gezip tozan bir
adammış gibi gösterme konusunda çok iyi iş çıkardı.
Geçenlerde bir arkadaşım tarafından Huffinton Post'ta bir makale yayınlandı. 2005
mahkemesi boyunca basının ne kadar çok haddini aştığına dair önemli detaylar gösterdi.
Konuşulanların sadece küçük bir kısmının alınması ve sansasyonların gerçeklerin yerini
almasıyla, olay dünya çapında bir medya sirkine dönüştü. 14 hakim onu suçsuz bulduğunda,
hikaye bitti ve çadırlar toplandı.
Sizleri, onun masum veya "normal" olduğuna inandırmak benim işim değil. Onunla stüdyoda
ve Neverland Valley Ranch olarak bilinen evinde çalışrken yaşadığımız anılarımızı
paylaşabilirim sadece.
Vefatından kısa bir süre sonra aşağıdaki makaleyi yazdığım zaman, benim tanıdığım sanatçıyı
insanlara tanıttığım için sayısız teşekkür notları aldım. Bu hikayeleri derlemeye ve yazmaya
devam edeceğim, gerçekten eşsiz özgün bir kişi ve benim hayatımı ve kariyer yolumu çok
derinden etkiledi.
Sadece bir kaç dakikalığına medya çılgınlığının sesini kapatabilirseniz, bir yıl önce vefat eden
bir arkadaşım hakkında konuşmak istiyorum. Onun adı Michael Jackson.
Gone Too Soon
1985'te evlendim, bir kayıt stüdyosunda (Westlake Audio) ilk işimi aldım ve tanıdığım en
kibar genç adamlardan biriyle tanıştım:Michael Jackson. Bütün bir yıl. Brad ve Michael ile
neredeyse 20 yıllık iş ilişkisi ve dostluğu bir makale içerisinde toparlamaya çalışmak bile
mümkün değil, ama bir parçası olma ayrıcalığına sahip olduğum bu olağanüstü dünyaya dair
size küçük bir bakış açısı vermeye çalışayım.
Michael, Disneyland ve Epot Center için Captain Eo üzerinde çalışıyordu. Thriller albümü ve
MTV'deki egemenliği ile Victory Tur'dan henüz dönmüştü ve tekrar stüdyodaydı. Keşke ilk
karşılaşmamızı hatırlayabilseydim, ama sadece koridorda birbirimizin yanından geçtik galiba.
Her zaman sıcaktı, ama utangaçtı. Zamanla artık sohbet ediyorduk ama güveni sağlamak
zaman aldı.
Bu zaman döneminde çoğunlukla unutulan bir albüm yaptı:The ET Storybook. Bu benim
Quincy Jones ve Bruce Sweiden'le tanıştığım zamandır. BAD albümünün kaydı için, 1986'nın
başlarında takım Hollywood'daki Westlake Stüdyosuna taşındı ve ben de büyük bir
samimiyetle dahil edildim. Gün boyunca diğer işlerde çalıştım. Ama geceleyin, içerde
oturmak ve öğrenmek için davet edildim. Nihayetinde takımın teknik direktörlüğüne ulaşmak
için çalışmalarımla kendimi ispatladım ve güven sağlamlaştı. Michael bana bu dönemde,
"Bad, Bad Really Really Bad" nakaratını değiştirerek "Really Really Brad" lakabını taktı.
Albümün tanıtım yazılarını kontrol edin, bu orada.
1988'de BAD tur hazırlıkları, sonra Dangerous albümü için Los Angeles'ta stüdyoya dönüş ve
New York'ta HIStory albümüyle devam ederek on yıldan fazla bir süre Michael'la çalıştım.
Sayısız müzik videosu, HIStory tur, Moonwalker projesi, Blood on the dance floor albümü ve
diğer çeşitli projelerle onu çok iyi tanımış oldum.
Peki Michael Jackson kimdi ve niçin hayatımda bu denli derin bir etkisi vardı? Onun yakın bir
arkadaşı ya da sırdaşı olduğumu bir an bile iddia edemem. Bundan ziyade, onunla onun için
çalıştım ve bunu bir onur olarak görüyorum.
Mükemmel bir profesyoneldi. Eğer ses kayıtları için öğle saati planlanmışsa, saat 10'da orda
olurdu, vokal koçu Seth ile ölçüleri söylerdi. Evet, ölçüler. Ben mikrofonu kurardım,
ekipmanı kontrol ederdim, kahve yapardım ve bu sırada Michael 2 saat boyunca ölçüleri
söylerdi.
(Arkadaşlar, ses sanatçılarının yaptıkları ses ısıtma çalışmalarını anlatıyor burada.
Hatırlarsanız Michael'ın Seth ile uzakta olduğu bir keresinde telefonda bile bu ses eğitme
çalışmalarını yaptığı bir ses kaydı da var. Will.I.Am'de bundan bahsetmişti, bir şarkıdan çok
kısa bir parça söylemek için dahi Michael'ın uzunca bir süre sesini hazırladığını anlatmıştı.
Kusuruma bakmayın eklemeden edemedim bunu. Neyse devam edelim )
Genellikle stüdyoya arabayı kendisi kulanarak tek başına gelirdi. Bir süre üzerinde göçükler
ve çizikler olan büyük bir Ford Bronco kullandı. İyi bir sürücü değildi. Küçük araba kazaları
geçirdiği için bir çok kez stüdyoyu arayıp gecikeceğini söylemişti.
"Normal hayatı" aşırı derecede çok merak ediyordu. Bir keresinde bana Noel'i sormuştu ve
çocukların hediyelerini açmak için Noel sabahına kadar nasıl bekleyebildiklerini
anlayamıyordu. Biliyorsunuz, Yehova Şahidi olarak yetiştirilmişti; bu nedenle Noel, Jackson
ailesinde kutlanmıyordu.
Bu dünyaya yakın olduğum için, içyüzünü size biraz anlatmaya çalışayım. "Tipik" bir MJ
albümü stüdyoda 10 ila 16 ay arasında hazırlanır. Verilen her projede 100 kadar şarkının kayıt
edilmesine bütçe ayrılır. Diğerlerinin ince ayarları yapılırken, bazıları başlangıçta çıkartılır.
Kendi özelliklerini ve fikirlerini eklemeleri için müzisyenler getirilir, ama tüm bunların
merkezinde Michael vardır. Takıma, projenin kapsamının çok çok küçük bir kısmı verilirdi.
Her proje farklıydı, ama genel olarak projenin başladığı ilk günden bitirilişine kadar günden
güne sekizimizden azı orada çalışıyor olurdu. Çevredeki insanlar yok. Fil Adamın kemikleri
yok. "Groupies" yok. Uyuşturucu yok. Sadece müzik. Ve yemek.
BAD albümü süresince, Cumalar çabucak "aile günü"ne dönüşüyordu. Slam Dunk Kardeşler
olarak sevgiyle tanınan 2 tane şefi vardı. Onlar; ekip, müzisyenler ve o sırada orada bulunan
aile üyeleri için büyük bir akşam yemeği hazırlarlardı. Bazen bir haftada 80 saat çalıştığıım
için, Deb'in gelip bizimle yemek yemesi alışılmadık bir durum değildi. Michael aileleri
biraraya getirmeyi seviyordu. Sonraki projelerde, onun çok sevdiği ve birlikte oynadığı
kızlarımı getirdim. Deb'in kızım Amanda'yı henüz bebekken bir öğleden sonra stüdyoya
getirdiği bir anı var aklımda. Deb bir oyun halısı döşeyip birkaç oyuncak getirmişti ve
Michael oturup onunla bir süre oynadı. Deb'e baktı ve dedi ki:"Bu onun kendi küçük dünyası,
değil mi?"
Bu camiada çalıştığınızda, normal anlayışınız değişmeye başlıyor. Ünlüler veya VIP'ler için
dışarı çıkmamak alışılmadık bir şey değil. Bir gün Gizli Servis, Nancy Reagan ziyarete
geleceği için binayı bir kaç saat aramıştı. Sonraki Monaca Prensesi Stephanie'ydi.( "In The
Closet" şarkısında yer almıştı.) Şempanzeler stüdyonun sürekli misafirleriydiler ve de devasa
bir yılan, MJ'in vokalleri boyunca her ikisini sarılıp tutardım. Michael işi ve eğlenceyi
karıştırmayı severdi, ama iş her zaman önce gelirdi.
Michael'ı bir çok şarkıyı yazarken izledim ve süreç hayret vericiydi. Ona şarkıların nerden
geldiğini sordum ve dedi ki:"Onlar Tanrı'nın hediyeleri." Biz makinelere daha kaydetmeden
önce, Michael tüm şarkıyı kafasının içinde duyabiliyordu. Bazen davulları, bası, perküsyonu,
orgu, vs. yi söylüyordu ve biz sonra müzisyenleri getirip onun demo parçalarının yerine
koyuyorduk.
Dinlenme odası Disney posterleri ve Hollywood hatıralarıyla dekore edilmişti. Masumiyeti
seviyordu ve nezaket, espri/mizah ve sabır sergiliyordu.
Enerjik çalışma sistemi zaman zaman kaçmak zorunda kalıyordu. Stüdyoya gittiğimizde onun
bir kaç günlüğüne Avrupa veya Japonya'ya uçtuğunu ve bize söylemeyi de ihmal ettiğini
öğrendiğimiz bir çok gün var. Bu çoğunlukla bizim için de bir kaç günlük plansız izin
demekti ki bu harikaydı.
Bununla birlikte, bazen bizimle paylaştığı, daha küçük bir çocukken sonu gelmeyen
yolculukları ve çalışma programlarına dair anıları vardı. Sadece 9-10 yaşındayken, yetişkin
kadınların kendilerini onun üzerine attıklarını anlattığını hatırlıyorum. Babası ve kardeşleriyle
bir gece şimşek fırtınası içinde uçtuklarını anlatması asla unutmayacağım bir hikayedir. Uçak
sallanıyormuş, şimşekler çakıyormuş ve korkudan ağlamaya başlamış. Babası ona
aldırmamış, utanmış. Uçak fırtınadan çıkana kadar bir hostes onunla oturmuş. Onu, gözlerinde
yaşlarla bunu anlatırken duymak, onun hayatına küçük bir bakış atmayı sağladı.
Michael Jackson'dan daha uzun süre birlikte çok yakın çalıştığım çok az kişi oldu. Karımla
geçirdiğim zamandan çok daha fazlasını Michael'la geçirdiğim pek çok ay vardır. 1991
civarında bir gün satın aldığı bir çiftliği ziyaret etmemi ve atlı karınca için bir ses sistemi
kurmamı istedi. Sonradan öğrendim ki Kaliforniya, Santa Ynes'deki Neverland Vadi
Çiftliğindeymişim. Her tarafta inşaat vardı ve eğlence parkı kurulumun ilk evrelerinden
biriydi. Bir kaç yıl sonra, Michael sistem üzerine sistem kurmamı istedi; çarpışan arabalara,
hayvanat bahçesine, iki trene, tüm eğlence parkına, göle, tren istasyonlarına, ve nihayetinde
evinin içi ile yatak odası ve banyosuna müzik koymamı istedi. Deb, Michael'ın sabahın
2'sinde arayıp (uyku anlayışı asla normal olmadı) Neverland için yeni bir şeyle ilgili benimle
konuştuğu ve benden müzik koymamı istediği zamanları anlatmayı seviyor. Kurduğumuz bir
sistem için bana teşekkür ettiği eski bir telesekreter kaydı hala var bende.
İş yeni taşıtlara gelince, Michael'ın çok az sabrı vardı. Çiftlik için ikinci trenin siparişi
verildiğinde, tren California'ya taşınmadan önce biz ışıkları ve müziği kurmak için Ohio'ya
uçuyorduk. Böylece, tren raylara yerleştirilir yerleştirilmez, sistem Michael için hazır
durumdaydı. O, bu anları yaşadı!
Zamanında, Neverland Vadisi gördüğüm en güzel yerlerden biriydi. Çiftliği seviyordu. Bir
çocuk gibi davranabiliyordu, golf arabalarını kullanıyordu, su balonları atıyordu ve sadece
eğleniyordu. Haftalarca otobüsler yığın yığın geldi, yoksul mahalle çocuklarını, "Bir Dilek
Tut" çocuklarını, arkadaşlarını, ailelerini getirdiler. Dilekleri, Michael'la bir gün geçirmek
olan ölümcül hasta çocuklarla birlikte oradaydım.
Neverland büyüdükçe, sistemler kurmaya devam etmem için başımın eti yenildi ve kayıt
stüdyosundan yavaş yavaş çıktım. Sonra Elizabeth Taylor için çalıştım, büyük bir açıkhava
müzik sistemi kurdum onun için. İyi arkadşım Quincy Jones ile devam ettim.
Bu, benim tanıdığım Michael'dı. Masum, çocuk ruhlu ama çocukça değil. Dünyadaki en iyi
sanatçı olmak için çalışan bir profesyonel nasıl eğlenileceğini yeni öğrenmişti. Eğer
rahatsa/huzurluysa, herkese şakalar yapıp gülerdi, ama eğer orada birisi onu rahatsız ediyorsa,
ortadan kaybolurdu.
İki tane Michael var derdik : birisi çalıştığımız Michael ve diğeri ise 100 bin kişinin önünde
sahneye çıkıp onları eğlendiren Michael. Her zaman şarkıcılar ve dansçılar olmuştur, ama
Michael kendi sınıfında/klasındaydı. Sanırım 12 konserinde ben de vardım (kızım Amanda
Paris'te "Heal The World" şarkısını diğer çocuklarla birlikte söylerken Michael'la sahnedeydi)
ve onun sanatkarlık seviyesine yaklaşan hiç kimse yok gerçekten.
Evet, suçlamalar/ithamlar vardı. Hayır, bunlara inanmadım.
(Bu cümleyi çevirmiyorum, çünkü her ne kadar Michael'la çalışma lütfuna sahip olsa, onunla
uzun zaman geçirmiş olsa da insanlar Michael'dan feyz almayı başaracak kalbe sahip
olamayabilyorlar; yine de kötü kalpli olup, iftira atmaktan geri kalamayabiliyorlar ya da kendi
gördüklerine değil medyanın gösterdiklerine inanabiliyorlar. Bu nedenle burada söylediği
şeyden rahatsız olduğum için çevirmiyorum, çünkü Y-A-L-A-N!!!!!!!!!!!!!!!)
Acı ve öfkeyle büyüyen çok sayıda normal görünümlü insanla çalıştım. Anormal görünümlü
ve acayip olsa bile haftanın her günü incelik, sevgi, cömertlik, sabır, neşe ve tevazu gösteren
birini tercih ederim. Nezaketin, ilk elden gördüğüm sade ve saf davranışlarını sayfalarca
yazabilirim.
Ama acayiplikler artmıştı.
(sensin acayip, son bölümde vermiş veriştirmiş bi de böyle sevgi yumağı hallere girip )
Michael'la en son 2003 yılında konuşmuştum. Çiftlikte bazı yeni eklemeler yaptırmak
istiyordu, ama açıkçası işler değişmişti. Yapmamı teklif ettiği işi reddettiğim sıkıntılı bir
konuşmaydı. Sonra golf arabasıyla uzaklaştı. Arabama yürürken, onu son görüşüm olduğunu
biliyordum. Güzel dönemini geride bırakmış eğlence parkı ve eskisi gibi yeşil olmayan
çimenlikleri olan vadi ile arabayla evine dönmek üzere köprüden geçen Michael'a doğru
baktığımı hatırlıyorum. 20 yıl önce ilk karşılaştığımız o stüdya koridorunun çok
uzağındaydım.
ama bunun bir dakikasını bile değiştirmezdim.
Teşekkürler Michael, senin dünyanın bir parçası olmama izin verdiğin için. Tahmin
edemeyeceğin kadar çok şey öğrettin bana. Senin dostluğun ve güvenini her zaman sevgiyle
anacağım. Huzur içinde yat arkadaşım.
Brad
Çeviri; MyLifeMj
www.mjturkfan.com
Çevirmenin Notu: Bu yazının üzerine küçük bir yorum yapmadan geçemeyeceğim. Gördüğünüz gibi bütün
kariyeri Michael'ın ona böylesine büyük bir şans vermesi üzerine kurulu ve bağlı olan bir
insan bile "tüm dünya" Michael'ın üzerine gelirken, o da o "tüm dünya"yla birlik olmuş ve
neler söylemiş bu son bölümde. Yazıklar olsun

Bugün, onun vefatının birinci yıldönümünü işaret ediyor. Önümüzdeki birkaç gün
boyunca onun müziğini duyabilir, mirası ya da çocukları hakkında haberler
görebilirsiniz, belki de şakalar ve dedikodular duyabilirsiniz. Muazzam
boyuttaki borcu, akmaya devam eden gelirleriyle görünüşe göre 500M $'dan
300M$'a kadar düşürüldü, mirasını yöneten iş takımına teşekkürler. Sony Music'e göre,
öldüğünden beri 31 milyon albüm satıldı.
"This is it" filmi tüm dünyada $260 kar yaptı. Videoları bu hafta sonu sürekli tekrar
tekrar görülecek ve neşeli Captain EO'su Disneyland'de ve Walt DisneyWorld'deki
Epcot Center'da kalabalıkları çekmeye devam edecek.
İnsanlar; "tabloid" başlıklarının, acayipliklerin ve suçlamaların ötesinde,
milyonlarca insan için müzikler yaratmış olağanüstü yetenekli adamı hatırlamaya
başlayacaklar. O bir "entertainer"dı, sade ve yalındı, sahnede ve sahne arkasında. Ayrıca,
iyi bir işveren, patron ve arkadaştı/dosttu.
Birçoğunuzun bildiği gibi, 18 yıl boyunca onunla sayısız projede çalıştım. Pek çok "ünlü"
insanla tanışma ve çalışma fırsatım oldu, ama hiçbiri bu adamdan daha fazla ilgi çekici veya
fark yaratıcı değildi. İnsanlar onunla uzunca bir dönem çalıştığımı öğrendiklerinde, doğal
olarak meraka kapılıyorlar. Genellikle, açılış cümlesi: "peki, göründüğü kadar tuhaf mı?".
Ama, onları gerçekten suçlayamıyorum. Medya, onu, Erkek İzci kampına gidenrken, sırt
çantasında Fil Adam'ın kemiklerini taşıyan pijama giyinmiş bir maymunla gezip tozan bir
adammış gibi gösterme konusunda çok iyi iş çıkardı.
Geçenlerde bir arkadaşım tarafından Huffinton Post'ta bir makale yayınlandı. 2005
mahkemesi boyunca basının ne kadar çok haddini aştığına dair önemli detaylar gösterdi.
Konuşulanların sadece küçük bir kısmının alınması ve sansasyonların gerçeklerin yerini
almasıyla, olay dünya çapında bir medya sirkine dönüştü. 14 hakim onu suçsuz bulduğunda,
hikaye bitti ve çadırlar toplandı.
Sizleri, onun masum veya "normal" olduğuna inandırmak benim işim değil. Onunla stüdyoda
ve Neverland Valley Ranch olarak bilinen evinde çalışrken yaşadığımız anılarımızı
paylaşabilirim sadece.
Vefatından kısa bir süre sonra aşağıdaki makaleyi yazdığım zaman, benim tanıdığım sanatçıyı
insanlara tanıttığım için sayısız teşekkür notları aldım. Bu hikayeleri derlemeye ve yazmaya
devam edeceğim, gerçekten eşsiz özgün bir kişi ve benim hayatımı ve kariyer yolumu çok
derinden etkiledi.
Sadece bir kaç dakikalığına medya çılgınlığının sesini kapatabilirseniz, bir yıl önce vefat eden
bir arkadaşım hakkında konuşmak istiyorum. Onun adı Michael Jackson.
Gone Too Soon
1985'te evlendim, bir kayıt stüdyosunda (Westlake Audio) ilk işimi aldım ve tanıdığım en
kibar genç adamlardan biriyle tanıştım:Michael Jackson. Bütün bir yıl. Brad ve Michael ile
neredeyse 20 yıllık iş ilişkisi ve dostluğu bir makale içerisinde toparlamaya çalışmak bile
mümkün değil, ama bir parçası olma ayrıcalığına sahip olduğum bu olağanüstü dünyaya dair
size küçük bir bakış açısı vermeye çalışayım.
Michael, Disneyland ve Epot Center için Captain Eo üzerinde çalışıyordu. Thriller albümü ve
MTV'deki egemenliği ile Victory Tur'dan henüz dönmüştü ve tekrar stüdyodaydı. Keşke ilk
karşılaşmamızı hatırlayabilseydim, ama sadece koridorda birbirimizin yanından geçtik galiba.
Her zaman sıcaktı, ama utangaçtı. Zamanla artık sohbet ediyorduk ama güveni sağlamak
zaman aldı.
Bu zaman döneminde çoğunlukla unutulan bir albüm yaptı:The ET Storybook. Bu benim
Quincy Jones ve Bruce Sweiden'le tanıştığım zamandır. BAD albümünün kaydı için, 1986'nın
başlarında takım Hollywood'daki Westlake Stüdyosuna taşındı ve ben de büyük bir
samimiyetle dahil edildim. Gün boyunca diğer işlerde çalıştım. Ama geceleyin, içerde
oturmak ve öğrenmek için davet edildim. Nihayetinde takımın teknik direktörlüğüne ulaşmak
için çalışmalarımla kendimi ispatladım ve güven sağlamlaştı. Michael bana bu dönemde,
"Bad, Bad Really Really Bad" nakaratını değiştirerek "Really Really Brad" lakabını taktı.
Albümün tanıtım yazılarını kontrol edin, bu orada.
1988'de BAD tur hazırlıkları, sonra Dangerous albümü için Los Angeles'ta stüdyoya dönüş ve
New York'ta HIStory albümüyle devam ederek on yıldan fazla bir süre Michael'la çalıştım.
Sayısız müzik videosu, HIStory tur, Moonwalker projesi, Blood on the dance floor albümü ve
diğer çeşitli projelerle onu çok iyi tanımış oldum.
Peki Michael Jackson kimdi ve niçin hayatımda bu denli derin bir etkisi vardı? Onun yakın bir
arkadaşı ya da sırdaşı olduğumu bir an bile iddia edemem. Bundan ziyade, onunla onun için
çalıştım ve bunu bir onur olarak görüyorum.
Mükemmel bir profesyoneldi. Eğer ses kayıtları için öğle saati planlanmışsa, saat 10'da orda
olurdu, vokal koçu Seth ile ölçüleri söylerdi. Evet, ölçüler. Ben mikrofonu kurardım,
ekipmanı kontrol ederdim, kahve yapardım ve bu sırada Michael 2 saat boyunca ölçüleri
söylerdi.
(Arkadaşlar, ses sanatçılarının yaptıkları ses ısıtma çalışmalarını anlatıyor burada.
Hatırlarsanız Michael'ın Seth ile uzakta olduğu bir keresinde telefonda bile bu ses eğitme
çalışmalarını yaptığı bir ses kaydı da var. Will.I.Am'de bundan bahsetmişti, bir şarkıdan çok
kısa bir parça söylemek için dahi Michael'ın uzunca bir süre sesini hazırladığını anlatmıştı.
Kusuruma bakmayın eklemeden edemedim bunu. Neyse devam edelim )
Genellikle stüdyoya arabayı kendisi kulanarak tek başına gelirdi. Bir süre üzerinde göçükler
ve çizikler olan büyük bir Ford Bronco kullandı. İyi bir sürücü değildi. Küçük araba kazaları
geçirdiği için bir çok kez stüdyoyu arayıp gecikeceğini söylemişti.
"Normal hayatı" aşırı derecede çok merak ediyordu. Bir keresinde bana Noel'i sormuştu ve
çocukların hediyelerini açmak için Noel sabahına kadar nasıl bekleyebildiklerini
anlayamıyordu. Biliyorsunuz, Yehova Şahidi olarak yetiştirilmişti; bu nedenle Noel, Jackson
ailesinde kutlanmıyordu.
Bu dünyaya yakın olduğum için, içyüzünü size biraz anlatmaya çalışayım. "Tipik" bir MJ
albümü stüdyoda 10 ila 16 ay arasında hazırlanır. Verilen her projede 100 kadar şarkının kayıt
edilmesine bütçe ayrılır. Diğerlerinin ince ayarları yapılırken, bazıları başlangıçta çıkartılır.
Kendi özelliklerini ve fikirlerini eklemeleri için müzisyenler getirilir, ama tüm bunların
merkezinde Michael vardır. Takıma, projenin kapsamının çok çok küçük bir kısmı verilirdi.
Her proje farklıydı, ama genel olarak projenin başladığı ilk günden bitirilişine kadar günden
güne sekizimizden azı orada çalışıyor olurdu. Çevredeki insanlar yok. Fil Adamın kemikleri
yok. "Groupies" yok. Uyuşturucu yok. Sadece müzik. Ve yemek.
BAD albümü süresince, Cumalar çabucak "aile günü"ne dönüşüyordu. Slam Dunk Kardeşler
olarak sevgiyle tanınan 2 tane şefi vardı. Onlar; ekip, müzisyenler ve o sırada orada bulunan
aile üyeleri için büyük bir akşam yemeği hazırlarlardı. Bazen bir haftada 80 saat çalıştığıım
için, Deb'in gelip bizimle yemek yemesi alışılmadık bir durum değildi. Michael aileleri
biraraya getirmeyi seviyordu. Sonraki projelerde, onun çok sevdiği ve birlikte oynadığı
kızlarımı getirdim. Deb'in kızım Amanda'yı henüz bebekken bir öğleden sonra stüdyoya
getirdiği bir anı var aklımda. Deb bir oyun halısı döşeyip birkaç oyuncak getirmişti ve
Michael oturup onunla bir süre oynadı. Deb'e baktı ve dedi ki:"Bu onun kendi küçük dünyası,
değil mi?"
Bu camiada çalıştığınızda, normal anlayışınız değişmeye başlıyor. Ünlüler veya VIP'ler için
dışarı çıkmamak alışılmadık bir şey değil. Bir gün Gizli Servis, Nancy Reagan ziyarete
geleceği için binayı bir kaç saat aramıştı. Sonraki Monaca Prensesi Stephanie'ydi.( "In The
Closet" şarkısında yer almıştı.) Şempanzeler stüdyonun sürekli misafirleriydiler ve de devasa
bir yılan, MJ'in vokalleri boyunca her ikisini sarılıp tutardım. Michael işi ve eğlenceyi
karıştırmayı severdi, ama iş her zaman önce gelirdi.
Michael'ı bir çok şarkıyı yazarken izledim ve süreç hayret vericiydi. Ona şarkıların nerden
geldiğini sordum ve dedi ki:"Onlar Tanrı'nın hediyeleri." Biz makinelere daha kaydetmeden
önce, Michael tüm şarkıyı kafasının içinde duyabiliyordu. Bazen davulları, bası, perküsyonu,
orgu, vs. yi söylüyordu ve biz sonra müzisyenleri getirip onun demo parçalarının yerine
koyuyorduk.
Dinlenme odası Disney posterleri ve Hollywood hatıralarıyla dekore edilmişti. Masumiyeti
seviyordu ve nezaket, espri/mizah ve sabır sergiliyordu.
Enerjik çalışma sistemi zaman zaman kaçmak zorunda kalıyordu. Stüdyoya gittiğimizde onun
bir kaç günlüğüne Avrupa veya Japonya'ya uçtuğunu ve bize söylemeyi de ihmal ettiğini
öğrendiğimiz bir çok gün var. Bu çoğunlukla bizim için de bir kaç günlük plansız izin
demekti ki bu harikaydı.
Bununla birlikte, bazen bizimle paylaştığı, daha küçük bir çocukken sonu gelmeyen
yolculukları ve çalışma programlarına dair anıları vardı. Sadece 9-10 yaşındayken, yetişkin
kadınların kendilerini onun üzerine attıklarını anlattığını hatırlıyorum. Babası ve kardeşleriyle
bir gece şimşek fırtınası içinde uçtuklarını anlatması asla unutmayacağım bir hikayedir. Uçak
sallanıyormuş, şimşekler çakıyormuş ve korkudan ağlamaya başlamış. Babası ona
aldırmamış, utanmış. Uçak fırtınadan çıkana kadar bir hostes onunla oturmuş. Onu, gözlerinde
yaşlarla bunu anlatırken duymak, onun hayatına küçük bir bakış atmayı sağladı.
Michael Jackson'dan daha uzun süre birlikte çok yakın çalıştığım çok az kişi oldu. Karımla
geçirdiğim zamandan çok daha fazlasını Michael'la geçirdiğim pek çok ay vardır. 1991
civarında bir gün satın aldığı bir çiftliği ziyaret etmemi ve atlı karınca için bir ses sistemi
kurmamı istedi. Sonradan öğrendim ki Kaliforniya, Santa Ynes'deki Neverland Vadi
Çiftliğindeymişim. Her tarafta inşaat vardı ve eğlence parkı kurulumun ilk evrelerinden
biriydi. Bir kaç yıl sonra, Michael sistem üzerine sistem kurmamı istedi; çarpışan arabalara,
hayvanat bahçesine, iki trene, tüm eğlence parkına, göle, tren istasyonlarına, ve nihayetinde
evinin içi ile yatak odası ve banyosuna müzik koymamı istedi. Deb, Michael'ın sabahın
2'sinde arayıp (uyku anlayışı asla normal olmadı) Neverland için yeni bir şeyle ilgili benimle
konuştuğu ve benden müzik koymamı istediği zamanları anlatmayı seviyor. Kurduğumuz bir
sistem için bana teşekkür ettiği eski bir telesekreter kaydı hala var bende.
İş yeni taşıtlara gelince, Michael'ın çok az sabrı vardı. Çiftlik için ikinci trenin siparişi
verildiğinde, tren California'ya taşınmadan önce biz ışıkları ve müziği kurmak için Ohio'ya
uçuyorduk. Böylece, tren raylara yerleştirilir yerleştirilmez, sistem Michael için hazır
durumdaydı. O, bu anları yaşadı!
Zamanında, Neverland Vadisi gördüğüm en güzel yerlerden biriydi. Çiftliği seviyordu. Bir
çocuk gibi davranabiliyordu, golf arabalarını kullanıyordu, su balonları atıyordu ve sadece
eğleniyordu. Haftalarca otobüsler yığın yığın geldi, yoksul mahalle çocuklarını, "Bir Dilek
Tut" çocuklarını, arkadaşlarını, ailelerini getirdiler. Dilekleri, Michael'la bir gün geçirmek
olan ölümcül hasta çocuklarla birlikte oradaydım.
Neverland büyüdükçe, sistemler kurmaya devam etmem için başımın eti yenildi ve kayıt
stüdyosundan yavaş yavaş çıktım. Sonra Elizabeth Taylor için çalıştım, büyük bir açıkhava
müzik sistemi kurdum onun için. İyi arkadşım Quincy Jones ile devam ettim.
Bu, benim tanıdığım Michael'dı. Masum, çocuk ruhlu ama çocukça değil. Dünyadaki en iyi
sanatçı olmak için çalışan bir profesyonel nasıl eğlenileceğini yeni öğrenmişti. Eğer
rahatsa/huzurluysa, herkese şakalar yapıp gülerdi, ama eğer orada birisi onu rahatsız ediyorsa,
ortadan kaybolurdu.
İki tane Michael var derdik : birisi çalıştığımız Michael ve diğeri ise 100 bin kişinin önünde
sahneye çıkıp onları eğlendiren Michael. Her zaman şarkıcılar ve dansçılar olmuştur, ama
Michael kendi sınıfında/klasındaydı. Sanırım 12 konserinde ben de vardım (kızım Amanda
Paris'te "Heal The World" şarkısını diğer çocuklarla birlikte söylerken Michael'la sahnedeydi)
ve onun sanatkarlık seviyesine yaklaşan hiç kimse yok gerçekten.
Evet, suçlamalar/ithamlar vardı. Hayır, bunlara inanmadım.
(Bu cümleyi çevirmiyorum, çünkü her ne kadar Michael'la çalışma lütfuna sahip olsa, onunla
uzun zaman geçirmiş olsa da insanlar Michael'dan feyz almayı başaracak kalbe sahip
olamayabilyorlar; yine de kötü kalpli olup, iftira atmaktan geri kalamayabiliyorlar ya da kendi
gördüklerine değil medyanın gösterdiklerine inanabiliyorlar. Bu nedenle burada söylediği
şeyden rahatsız olduğum için çevirmiyorum, çünkü Y-A-L-A-N!!!!!!!!!!!!!!!)
Acı ve öfkeyle büyüyen çok sayıda normal görünümlü insanla çalıştım. Anormal görünümlü
ve acayip olsa bile haftanın her günü incelik, sevgi, cömertlik, sabır, neşe ve tevazu gösteren
birini tercih ederim. Nezaketin, ilk elden gördüğüm sade ve saf davranışlarını sayfalarca
yazabilirim.
Ama acayiplikler artmıştı.
(sensin acayip, son bölümde vermiş veriştirmiş bi de böyle sevgi yumağı hallere girip )
Michael'la en son 2003 yılında konuşmuştum. Çiftlikte bazı yeni eklemeler yaptırmak
istiyordu, ama açıkçası işler değişmişti. Yapmamı teklif ettiği işi reddettiğim sıkıntılı bir
konuşmaydı. Sonra golf arabasıyla uzaklaştı. Arabama yürürken, onu son görüşüm olduğunu
biliyordum. Güzel dönemini geride bırakmış eğlence parkı ve eskisi gibi yeşil olmayan
çimenlikleri olan vadi ile arabayla evine dönmek üzere köprüden geçen Michael'a doğru
baktığımı hatırlıyorum. 20 yıl önce ilk karşılaştığımız o stüdya koridorunun çok
uzağındaydım.
ama bunun bir dakikasını bile değiştirmezdim.
Teşekkürler Michael, senin dünyanın bir parçası olmama izin verdiğin için. Tahmin
edemeyeceğin kadar çok şey öğrettin bana. Senin dostluğun ve güvenini her zaman sevgiyle
anacağım. Huzur içinde yat arkadaşım.
Brad
Çeviri; MyLifeMj
www.mjturkfan.com
Çevirmenin Notu: Bu yazının üzerine küçük bir yorum yapmadan geçemeyeceğim. Gördüğünüz gibi bütün
kariyeri Michael'ın ona böylesine büyük bir şans vermesi üzerine kurulu ve bağlı olan bir
insan bile "tüm dünya" Michael'ın üzerine gelirken, o da o "tüm dünya"yla birlik olmuş ve
neler söylemiş bu son bölümde. Yazıklar olsun