2. sayfa (Toplam 4 sayfa)
Re: Michael Jackson Köşe Yazılarım...
Gönderilme zamanı: 19 May 2019, 01:02
gönderen EvrimOfficial
POP MÜZİK İKİYE AYRILIR: MICHAEL JACKSON VE DİĞERLERİ...
Tarihçe olarak, 1940'lara kadar dayanan, bir müzik akımı 'pop'...
'Gündemde olan' anlamına gelen 'POPÜLER' kırpılarak; 'Patlamak' anlamına gelen 'POP' kelimesi bulunmuştur.
Amerika, İngiltere, Fransa gibi müziğe yön veren ülkelerden, ilk zamanlarından beri, ana akımlardan birisi olmasına rağmen, o zamanlar modayı daha sonradan takip eden ülkemizde, pop 1970'lerde patlamıştır.
İyi ya da kötü, yılda en az 100 tane global pop şarkıcısı çıkıyor...
Kimisi cidden 'pop' kelimesi gibi patlıyor ve yıllarca konuşuluyor...
Kimisi ise koskoca bir balon, daha sonra 'patlıyor'... ve bir daha ortalarda olmuyor...
Dünya pop müzik tarihine, Madonna, Frank Sinatra, Boy George, Cher, George Michael yön vermiştir. Daha sonraları, Shakira, Ricky Martin, Christina Aguilera gibi isimler de çıkarak, pop müziğe damga vurmuşlardır.
Ama hepsi bir yana, Michael Jackson bir yana...
Bunu hayranı olarak söylemiyorum.
Bugün Pop müzikle yakından alakası olmayan birisi de olsaydım, Michael Jackson benim için yine pop dalında bir numaraydı... Ben pek arabesk dinleyen bir insan değilimdir, ama İbrahim Tatlıses herkes için bir efsane sestir. Orhan Gencebay ise efsane bir söz yazarı ve bestecidir. Tartışalamaz. Klasik müzikte, Beethoven, Mozart neyse, Rock müzikte Metallica, Elvis Presley ne ise, Rap müzikte Eminem, 50 Cent ne ise, Pop müzikte de Michael O'dur. Pop müzik ikiye ayrılır: Michael ve diğerleri...
THRILLER, BAD ve DANGEROUS gibi üç baş yapıt, bence dünya müziğine yön vermiştir...
Belki 60'lar disko müziğinden esintiler olsa da, OFF THE WALL son derece kalitelidir!
Hak ettiği değeri bulamasa da INVINCIBLE son derece başarılı bir albümdür!
Kardeşleri ile yaptığı çocukluk şarkıları bile, kaliteli soundlara sahiptir.
Müzikal hatası yok denilebilecek kadar az, bir müzikal dahidir.
Şarkıları apayrı soundlara sahip, birer baş yapıtlardır.
Şarkılarını, verdiği mesajları, sound kalitesini, bir kitap yazsanız, sığdıramazsınız.
Şayet yaşasaydı, daha bir çok kaliteli müzik yapacaktı...
İhtiyacı var mıydı? Hayır, yoktu.
Zaten bundan 100 yıl sonra bile dinlenebilecek en az 50 tane şarkı yaptı.
Ama o zaten, şarkı olsun diye, şarkı yapmıyordu ki...
Kendi duygularıydı...
Biz de o yüzden seviyorduk ya...
İyi ki bu dünyadan gelmiş ve geçmiş...
19 Mayıs 2019, Pazar
04.02
Re: Michael Jackson Köşe Yazılarım...
Gönderilme zamanı: 06 Haz 2019, 02:06
gönderen captain EO
EvrimOfficial yazdı: POP MÜZİK İKİYE AYRILIR: MICHAEL JACKSON VE DİĞERLERİ...
Tarihçe olarak, 1940'lara kadar dayanan, bir müzik akımı 'pop'...
'Gündemde olan' anlamına gelen 'POPÜLER' kırpılarak; 'Patlamak' anlamına gelen 'POP' kelimesi bulunmuştur.
Amerika, İngiltere, Fransa gibi müziğe yön veren ülkelerden, ilk zamanlarından beri, ana akımlardan birisi olmasına rağmen, o zamanlar modayı daha sonradan takip eden ülkemizde, pop 1970'lerde patlamıştır.
İyi ya da kötü, yılda en az 100 tane global pop şarkıcısı çıkıyor...
Kimisi cidden 'pop' kelimesi gibi patlıyor ve yıllarca konuşuluyor...
Kimisi ise koskoca bir balon, daha sonra 'patlıyor'... ve bir daha ortalarda olmuyor...
Dünya pop müzik tarihine, Madonna, Frank Sinatra, Boy George, Cher, George Michael yön vermiştir. Daha sonraları, Shakira, Ricky Martin, Christina Aguilera gibi isimler de çıkarak, pop müziğe damga vurmuşlardır.
Ama hepsi bir yana, Michael Jackson bir yana...
Bunu hayranı olarak söylemiyorum.
Bugün Pop müzikle yakından alakası olmayan birisi de olsaydım, Michael Jackson benim için yine pop dalında bir numaraydı... Ben pek arabesk dinleyen bir insan değilimdir, ama İbrahim Tatlıses herkes için bir efsane sestir. Orhan Gencebay ise efsane bir söz yazarı ve bestecidir. Tartışalamaz. Klasik müzikte, Beethoven, Mozart neyse, Rock müzikte Metallica, Elvis Presley ne ise, Rap müzikte Eminem, 50 Cent ne ise, Pop müzikte de Michael O'dur. Pop müzik ikiye ayrılır: Michael ve diğerleri...
THRILLER, BAD ve DANGEROUS gibi üç baş yapıt, bence dünya müziğine yön vermiştir...
Belki 60'lar disko müziğinden esintiler olsa da, OFF THE WALL son derece kalitelidir!
Hak ettiği değeri bulamasa da INVINCIBLE son derece başarılı bir albümdür!
Kardeşleri ile yaptığı çocukluk şarkıları bile, kaliteli soundlara sahiptir.
Müzikal hatası yok denilebilecek kadar az, bir müzikal dahidir.
Şarkıları apayrı soundlara sahip, birer baş yapıtlardır.
Şarkılarını, verdiği mesajları, sound kalitesini, bir kitap yazsanız, sığdıramazsınız.
Şayet yaşasaydı, daha bir çok kaliteli müzik yapacaktı...
İhtiyacı var mıydı? Hayır, yoktu.
Zaten bundan 100 yıl sonra bile dinlenebilecek en az 50 tane şarkı yaptı.
Ama o zaten, şarkı olsun diye, şarkı yapmıyordu ki...
Kendi duygularıydı...
Biz de o yüzden seviyorduk ya...
İyi ki bu dünyadan gelmiş ve geçmiş...
19 Mayıs 2019, Pazar
04.02
Evrim Bey,bu konunun devamı gelecek mi?
THE WAY YOU MAKE ME FEEL
Re: Michael Jackson Köşe Yazılarım...
Gönderilme zamanı: 06 Haz 2019, 07:19
gönderen EvrimOfficial
Gelecek, evet

Re: Michael Jackson Köşe Yazılarım...
Gönderilme zamanı: 06 Haz 2019, 07:40
gönderen captain EO
EvrimOfficial yazdı: POP MÜZİK İKİYE AYRILIR: MICHAEL JACKSON VE DİĞERLERİ...
Tarihçe olarak, 1940'lara kadar dayanan, bir müzik akımı 'pop'...
'Gündemde olan' anlamına gelen 'POPÜLER' kırpılarak; 'Patlamak' anlamına gelen 'POP' kelimesi bulunmuştur.
Amerika, İngiltere, Fransa gibi müziğe yön veren ülkelerden, ilk zamanlarından beri, ana akımlardan birisi olmasına rağmen, o zamanlar modayı daha sonradan takip eden ülkemizde, pop 1970'lerde patlamıştır.
İyi ya da kötü, yılda en az 100 tane global pop şarkıcısı çıkıyor...
Kimisi cidden 'pop' kelimesi gibi patlıyor ve yıllarca konuşuluyor...
Kimisi ise koskoca bir balon, daha sonra 'patlıyor'... ve bir daha ortalarda olmuyor...
Dünya pop müzik tarihine, Madonna, Frank Sinatra, Boy George, Cher, George Michael yön vermiştir. Daha sonraları, Shakira, Ricky Martin, Christina Aguilera gibi isimler de çıkarak, pop müziğe damga vurmuşlardır.
Ama hepsi bir yana, Michael Jackson bir yana...
Bunu hayranı olarak söylemiyorum.
Bugün Pop müzikle yakından alakası olmayan birisi de olsaydım, Michael Jackson benim için yine pop dalında bir numaraydı... Ben pek arabesk dinleyen bir insan değilimdir, ama İbrahim Tatlıses herkes için bir efsane sestir. Orhan Gencebay ise efsane bir söz yazarı ve bestecidir. Tartışalamaz. Klasik müzikte, Beethoven, Mozart neyse, Rock müzikte Metallica, Elvis Presley ne ise, Rap müzikte Eminem, 50 Cent ne ise, Pop müzikte de Michael O'dur. Pop müzik ikiye ayrılır: Michael ve diğerleri...
THRILLER, BAD ve DANGEROUS gibi üç baş yapıt, bence dünya müziğine yön vermiştir...
Belki 60'lar disko müziğinden esintiler olsa da, OFF THE WALL son derece kalitelidir!
Hak ettiği değeri bulamasa da INVINCIBLE son derece başarılı bir albümdür!
Kardeşleri ile yaptığı çocukluk şarkıları bile, kaliteli soundlara sahiptir.
Müzikal hatası yok denilebilecek kadar az, bir müzikal dahidir.
Şarkıları apayrı soundlara sahip, birer baş yapıtlardır.
Şarkılarını, verdiği mesajları, sound kalitesini, bir kitap yazsanız, sığdıramazsınız.
Şayet yaşasaydı, daha bir çok kaliteli müzik yapacaktı...
İhtiyacı var mıydı? Hayır, yoktu.
Zaten bundan 100 yıl sonra bile dinlenebilecek en az 50 tane şarkı yaptı.
Ama o zaten, şarkı olsun diye, şarkı yapmıyordu ki...
Kendi duygularıydı...
Biz de o yüzden seviyorduk ya...
İyi ki bu dünyadan gelmiş ve geçmiş...
19 Mayıs 2019, Pazar
04.02
Ben Michael'ın sadece pop ikonu olduğuna katilmiyorum.Misal bir Give in to me şarkısı,Come together,Beat it bana göre pop alt yapili şarkılar değil. Michael R&B yi,Pop'u,Soul'u,ufak tefek Caz'ı yorumlayan hepsini harmanlayabilen nadir sanatçılardandir.Michael Liz Taylor'ın dediği gibi "King of the Pop"değildir bence.Michael "King of the Music"tir.Sahne showlarını Dünya'da ilk kullanan sanatçıdır. Kendisi başlı başına bir okul,bir akademidir.
THE WAY YOU MAKE ME FEEL
Re: Michael Jackson Köşe Yazılarım...
Gönderilme zamanı: 07 Haz 2019, 12:03
gönderen ozgur
Captain EO yazdı: ↑06 Haz 2019, 07:40
Ben Michael'ın sadece pop ikonu olduğuna katilmiyorum.Misal bir Give in to me şarkısı,Come together,Beat it bana göre pop alt yapili şarkılar değil. Michael R&B yi,Pop'u,Soul'u,ufak tefek Caz'ı yorumlayan hepsini harmanlayabilen nadir sanatçılardandir.Michael Liz Taylor'ın dediği gibi "King of the Pop"değildir bence.Michael "King of the Music"tir.Sahne showlarını Dünya'da ilk kullanan sanatçıdır. Kendisi başlı başına bir okul,bir akademidir.
THE WAY YOU MAKE ME FEEL
Liz Taylor sadece "king of pop" demiyor, o kısmı daha kolay ve pratik geldiği için öyle alıntılanıyor.
Tamamı TRUE KING POP, ROCK and SOUL
:D :D :D
https://youtu.be/d0vC_Ph7P9s?t=9
Re: Michael Jackson Köşe Yazılarım...
Gönderilme zamanı: 07 Haz 2019, 13:38
gönderen captain EO
ozgur yazdı:Captain EO yazdı: ↑06 Haz 2019, 07:40
Ben Michael'ın sadece pop ikonu olduğuna katilmiyorum.Misal bir Give in to me şarkısı,Come together,Beat it bana göre pop alt yapili şarkılar değil. Michael R&B yi,Pop'u,Soul'u,ufak tefek Caz'ı yorumlayan hepsini harmanlayabilen nadir sanatçılardandir.Michael Liz Taylor'ın dediği gibi "King of the Pop"değildir bence.Michael "King of the Music"tir.Sahne showlarını Dünya'da ilk kullanan sanatçıdır. Kendisi başlı başına bir okul,bir akademidir.
THE WAY YOU MAKE ME FEEL
Liz Taylor sadece "king of pop" demiyor, o kısmı daha kolay ve pratik geldiği için öyle alıntılanıyor.
Tamamı TRUE KING POP, ROCK and SOUL
:D :D :D
https://youtu.be/d0vC_Ph7P9s?t=9
Eee?Ben de KING OF THE MUSIC diyorum abi[emoji23][emoji23][emoji23]
THE WAY YOU MAKE ME FEEL
Re: Michael Jackson Köşe Yazılarım...
Gönderilme zamanı: 01 Tem 2019, 20:32
gönderen EvrimOfficial
DİĞER ADAM...
Her şarkıcı, sahnede iken, adeta bir leopar gibidir... Sahnede olmak, arzulanmayı gerektirir.
Milyonlarca el, O'nu işaret eder...
İşte, O!
Michael, tabii ki, bu isimlerden ilk akla geleniydi...
Dünya'nın neresinde konser verirse versin, dolduramayacağı konser alanı yok.
Albümleri satıyor, bütün şarkıları hit, bu adam bir numara...
İyi ama... Sahneden inince?
Herkesin, bir sahneden inincesi vardır...
Konser biter...
Belki, sanatçı, çok alkışlandığı için bir yada iki kez bis yapar.
Sahne kararır.
Seyirciler dağılır...
Sonra?
Michael, ya da o sanatçı her kimse,
Artık kendisiyle baş başadır...
''Ne iyi bir konserdi ama!
Yarın / öbür gün / haftaya, daha iyisini tekrarlayacağım!''
New York'ta, Milano'da, Paris'te, Roma'da...
Her neredeyse!
Her sanatçının, konser sonrası, bakacağı bir ayna...
Tanışacağı diğer adam / kadın vardır...
O, diğer adam / kadın, star değildir.
Evinde oturacağı halidir.
Orada seyirciyle iletişimi bitmiştir.
İki saat yorgunluktan sonra, belki yorgunluğunu atmak için, bir duş yapar,
bir saat TV izler... Deşarj olmaya ihtiyacı vardır...
Yüzbinlerce insanın çığlığı, halen kafasında yankılanır..
Belki TV açık kalır, orada hafif şekerleme yapar.
Diğer adam yada kadın... O starın ev halidir.
Pijama, terlik, televizyon, gazete...
Belki yemek yapar.
Belki tenis kortu vardır, evinde, oynar.
İyi bir gamer'dır, PS oynar...
Ama starlığa biraz mola!
Ta ki, diğer konsere kadar!
Dİğer konserde, daha iyisi olma çabası, O, ölene kadar devam eder.
1.07.2019, Pazartesi
23.32
Re: Michael Jackson Köşe Yazılarım...
Gönderilme zamanı: 01 Tem 2019, 20:43
gönderen EvrimOfficial
''MICHAEL OLMAK; YA DA OLMAMAK! İŞTE TÜM MESELE BU!''
Shakespeare'in ünlü romanı Hamlet'te upuzun bir tirad vardır,
İlk cümlesi, daima tiyatronun yapı taşlarından biri olmaya devam edecektir:
''Olmak ya da olmamak... İşte, tüm mesele bu!''
Ben bu yazımda, 'olmak' fiilini, var olmak / yaşamak olarak kullanmayacağım.
Zaten hepimiz varız.
Ama acaba, hepimiz orijinal miyiz?
''Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin'' der, Tarkan...
Gerçi, kendisi de, ilk çıktığı yıllarda, Boy George'u taklit etmiştir

ama, her neyse, bu konu ayrı bir sanatçının ayrı bir makale konusu.
Der, ve ekler, ''Ya gel, bana sahici, sahici, ya da, anca gidersin''...
Michael pop müziğin ilklerinden olduğu için, en çok taklit edilecek sanatçılardan biri olmaya adaydı...
Her albümüyle, ilkleri, enleri, ve tekleri gerçekleştirdiği için,
'Pop'un kralı' diye anılmıyor mu, zaten?
Giydiğin kıyafetten, sahne şovlarına, video kliplerinden, sesine, inanır mısınız hatta, ''hee-hee'' demesi bile bir çok sanatçı tarafından taklit edildi.
Bruno Mars'ın şarkılarını şöyle bir inceleyin..
Justin Timberlake'in...
Bu adamlar da güzel şarkılar yapıyorlar, fanları alınmasın.
Ben de çok severim.
Lakin, şarkıları Michael Jackson şarkılarına çokça benzemiyor mu sizce?
Justin'in, ''I Think She Knows''u, Bruno Mars'ın, ''Uptown Funk''ı ?
Tarkan'ın, İsmail YK'nın, Kenan Doğulu'nun bazı dansları?
Evet, bir çoğu kopyala - yapıştır.
Maalesef, kopyalamışlar, ama yapıştıramamışlar...
Hiç bir zaman Michael olamayacaklar.
Ancak taklit!
Takdir ediliyorsan değil, taklit ediliyorsan, başarmışsın demektir!
1.07.2019, Pazartesi
23.43
Re: Hayaller,Hayatlar(MJ ile ilgili yazilar,şiirler,hayaller)
Gönderilme zamanı: 16 Eki 2019, 20:37
gönderen EvrimOfficial
Arkadaşlar, Michael Jackson hakkında bir hikaye yazdım... Şu an için 12 bölümden oluşacak, her biri 10 - 15 dakikada okunabilecek, güzel bir hikaye; tamamen kurgu, gerçeklik payı yok. Eğer beğenirseniz, 12 bölümden sonrası gelir. Sevgiler...
GİZEMLİ SÜPERSTAR
bölüm 1:
Yıl: 1995
* George, 7 yaşında, anne ve babasıyla yaşayan. İlkokul 2. sınıfa giden bir çocuktu. Annesi, Rose, ünlü bir TV şirketinde haber sunucusuydu. Babası Brad de, aynı şirkette, reality program için içerik hazırlıyordu. İyi maaş aldıkları için, lüks denilebilecek dairede yaşıyorlardı. Her sabah, kahvaltıda müzik dinlemeyi severlerdi. Rose, eşine ve oğluna çoktan kahvaltı hazırlamıştı.
- Geooorgeee! Braaaad! Hadi kalkın artık, saat 6.30, biriniz okula, biriniz işe geç kalacaksınız.
İlk uyanan George oldu.
- Günaydın anne!
+ Günaydın! Git, babanı kaldır. Kalkmazsa, gıdıkla.
George güldü.
Babasının odasına gitti. Babasını uyandırdı. Babası;
- Of! Bugün, pazartesi değil mi? Ben bugünü pazar zannediyordum!
diye sitem etti.
Haklıydı da, çok çalışıyorlar, çok yoruluyorlardı.
Kahvaltıya geçtiler...
Brad, her hangi bir müzik kanalı açtı. Yeni şarkıcılardan pek haberi yoktu, kafası halen 80'lerde kalmıştı. Son yıllarda çıkan şarkıları, sadece yemek yerken gürültü olsun diye dinliyordu. Asıl müzik severler, eşi ve, oğluydu. Özellikle de oğlu, George. Tam bir pop müzik hayranıydı. Yeni pop şarkıcılarının çoğunu tanıyordu. Ama eskilerinin çoğunu tanımıyordu, çünkü televizyonlar daha çok yenileri pazarlıyorlardı. Yine yepyeni bir şarkıcı çıkmıştı. Latince şarkı söylüyordu, yakışıklıydı, Brad onu da tanımadı.
- Kim bu adam? Yeni şarkıcıları hiç tanımıyorum. İspanyol mu?
+ Değil, Porto Rikolu. Ricky Martin, diye yeni bir çocuk. Bizim iş yerinde, kızlar ona hasta oluyor. Özellikle Penny. Bayılıyor ona. Öyle böyle değil.
- Sesi de yok ama.
+ N'oldu kıskandın mı?
- Hadi ama, elin Latinini neden kıskanayım? Hem ben ondan daha yakışıklıyım.
+ Yakışıklıydın, demek istiyorsun herhalde. Artık neredeyse 40 olacaksın.
- 38.
+ Aman neyse ne işte.
Brad'i her zaman ki gibi yaşlılık kompleksi tutmuştu. 38 yaşlı da denebilecek bir yaş değildi ama, o hep 25 kalmak istiyordu. İş, faturalar, hızlı hayat, herkes gibi Brad'i yoruyordu.
Ricky Martin'in şarkısı bitti.
Tanıdık melodiler kulağına geldi Brad'in, bir bas gitar, bir bateri, ''Dup-tıs-dup-tıs, dın dın dınının dın dın dınının, hee-heee, hee, hee… She was more like a beauty queen, from a movie scene''
Aynı anda, Brad ve Rose, ekrana kilitlendi, ve aynı anda çığlık attılar:
''MICHAEEEEL JACKSOOOON!''
- Sonunda, televizyonlar, adam akıllı şarkılar çalmaya başladı,
Diye lafa girdi
George, Michael Jackson ismini de bu şarkıyı da ilk kez duyuyordu. Bu televizyonlar, sürekli eski şeyleri çalıyorlardı, 13 yıl önceki şarkıları değil ki. Derhal koşarak televizyonun başına geçti. Hayranlıkla izliyordu. Müziğin melodisinden çok klibe hayran olmuştu. Bu adam şahane dans ediyordu! Resmen hayranlıkta izliyordu.
- Evet, sonunda George'un hayran olacağı adamı bulduk.
+ Kim olmaz ki? diye onayladı Rose.
- Hepimizin hayran olduğu biri.
+ Öyle.
George tam 4 dakika boyunca hiç kıpırdamadan klibi izlemişti. Klipte bir çok şey dikkatini çekmişti, dedektif, panter kürkü, Michael'ın dansları, ama en çok o basınca ışık çıkan kaldırım taşları... Saat 7'de kahvaltı bitmişti. Michael şarkısından sonra 3 - 4 şarkı daha çaldı... Çoğunlukla yeni şeyler.
8'de servisiyle, okula gitti, George. Okulu öğleden sonra 3'e kadardı. 3'te geldi. Okulunun kantininde yediği için karnı toktu. Saat 6'da ünlü VJ Alfonso'nun programı vardı. Kesin kararlıydı, arayıp ''Billie Jean'' şarkısını isteyecekti, Alfonso'dan. 2 saat, ödevlerini yaptı. Biraz kitap okudu. İşte, saat 6 olmuştu bile. Çok sevdiği o müzik kanalını açtı. ''Merhaba! Amerika'dan Alfonso! Yeni günümüzde, sizlere, eşsiz klipler yayınlayacağız. Sizin istekleriniz de yayınlanacak. Eğer bize ulaşmak isterseniz, 0014 - 2222 numaralarından bizlere ulaşabilirsiniz. 2 saat boyunca, hem sizin seçtikleriniz, hem de akışımızda olan şarkılar yayınlanacak. Bizi aramayı unutmayın!''
Hemen telefona geçti. Alfonso'nun programına, onlarca telefon ediliyordu, hatlar çoğunlukla doluydu. Aradı... meşgul. Aradı... meşgul... Tam tamına 45 dakika boyunca, sürekli aradı. Artık vazgeçmek üzereydi ki;
- Merhaba ben VJ'iniz Alfonso. Kiminle görüşüyorum?
+ Ben George...
- Aha, küçük bir izleyicimizle karşı karşıyayız. Kaç yaşındasın George?
+ 7
- Bizi nereden arıyorsun?
+ Los Angeles'tan.
- Peki George... Bizden hangi şarkıyı istersin?
+ Michael Jackson.
- Evet, Michael Jackson'dan hangi şarkı?
+ Iııı şey...
- Evet?
İyi de neydi, o klibin adı? Bağlandığı hattın heyecanıyla unutmuştu. Ayrıca Michael Jackson'ın başka klipleri de mi vardı ki? Daha önce hiç bir klibine denk gelmemişti. Billie Jean bu kadar güzelse, kim bilir diğer klipleri nasıldır?
- George, hatta mısın?
+ Evet, ama klibin adını unuttum.
- O zaman bana yardımcı ol. Nasıl bir klipti? Senin için bulup yayınlayalım.
+ En çok hatırladığım detay, kaldırım taşlarına basınca ışıklar çıkıyordu.
- A-ha ! Tamam! Sen Billie Jean şarkısını istiyorsun! Derhal George için Billie Jean geliyor.
Evet, şarkının adı kesinlikle Billie Jean'di. Heyecandan nasıl da unutmuştu!
- İyi akşamlar George, bizimle kal.
Hat kapandı. Klip derhal yayınlandı. O ay, hafta içi her gün 6 ila 8 arasında yayımlanan programa, 4 kez bağlanıp, 4 kez de Billie Jean istedi. Henüz Michael'ın başka şarkılarından haberi yoktu...
BÖLÜM SONU
Re: Hayaller,Hayatlar(MJ ile ilgili yazilar,şiirler,hayaller)
Gönderilme zamanı: 17 Eki 2019, 07:48
gönderen captain EO
EvrimOfficial yazdı: ↑16 Eki 2019, 20:37
Arkadaşlar, Michael Jackson hakkında bir hikaye yazdım... Şu an için 12 bölümden oluşacak, her biri 10 - 15 dakikada okunabilecek, güzel bir hikaye; tamamen kurgu, gerçeklik payı yok. Eğer beğenirseniz, 12 bölümden sonrası gelir. Sevgiler...
GİZEMLİ SÜPERSTAR
bölüm 1:
Yıl: 1995
* George, 7 yaşında, anne ve babasıyla yaşayan. İlkokul 2. sınıfa giden bir çocuktu. Annesi, Rose, ünlü bir TV şirketinde haber sunucusuydu. Babası Brad de, aynı şirkette, reality program için içerik hazırlıyordu. İyi maaş aldıkları için, lüks denilebilecek dairede yaşıyorlardı. Her sabah, kahvaltıda müzik dinlemeyi severlerdi. Rose, eşine ve oğluna çoktan kahvaltı hazırlamıştı.
- Geooorgeee! Braaaad! Hadi kalkın artık, saat 6.30, biriniz okula, biriniz işe geç kalacaksınız.
İlk uyanan George oldu.
- Günaydın anne!
+ Günaydın! Git, babanı kaldır. Kalkmazsa, gıdıkla.
George güldü.
Babasının odasına gitti. Babasını uyandırdı. Babası;
- Of! Bugün, pazartesi değil mi? Ben bugünü pazar zannediyordum!
diye sitem etti.
Haklıydı da, çok çalışıyorlar, çok yoruluyorlardı.
Kahvaltıya geçtiler...
Brad, her hangi bir müzik kanalı açtı. Yeni şarkıcılardan pek haberi yoktu, kafası halen 80'lerde kalmıştı. Son yıllarda çıkan şarkıları, sadece yemek yerken gürültü olsun diye dinliyordu. Asıl müzik severler, eşi ve, oğluydu. Özellikle de oğlu, George. Tam bir pop müzik hayranıydı. Yeni pop şarkıcılarının çoğunu tanıyordu. Ama eskilerinin çoğunu tanımıyordu, çünkü televizyonlar daha çok yenileri pazarlıyorlardı. Yine yepyeni bir şarkıcı çıkmıştı. Latince şarkı söylüyordu, yakışıklıydı, Brad onu da tanımadı.
- Kim bu adam? Yeni şarkıcıları hiç tanımıyorum. İspanyol mu?
+ Değil, Porto Rikolu. Ricky Martin, diye yeni bir çocuk. Bizim iş yerinde, kızlar ona hasta oluyor. Özellikle Penny. Bayılıyor ona. Öyle böyle değil.
- Sesi de yok ama.
+ N'oldu kıskandın mı?
- Hadi ama, elin Latinini neden kıskanayım? Hem ben ondan daha yakışıklıyım.
+ Yakışıklıydın, demek istiyorsun herhalde. Artık neredeyse 40 olacaksın.
- 38.
+ Aman neyse ne işte.
Brad'i her zaman ki gibi yaşlılık kompleksi tutmuştu. 38 yaşlı da denebilecek bir yaş değildi ama, o hep 25 kalmak istiyordu. İş, faturalar, hızlı hayat, herkes gibi Brad'i yoruyordu.
Ricky Martin'in şarkısı bitti.
Tanıdık melodiler kulağına geldi Brad'in, bir bas gitar, bir bateri, ''Dup-tıs-dup-tıs, dın dın dınının dın dın dınının, hee-heee, hee, hee… She was more like a beauty queen, from a movie scene''
Aynı anda, Brad ve Rose, ekrana kilitlendi, ve aynı anda çığlık attılar:
''MICHAEEEEL JACKSOOOON!''
- Sonunda, televizyonlar, adam akıllı şarkılar çalmaya başladı,
Diye lafa girdi
George, Michael Jackson ismini de bu şarkıyı da ilk kez duyuyordu. Bu televizyonlar, sürekli eski şeyleri çalıyorlardı, 13 yıl önceki şarkıları değil ki. Derhal koşarak televizyonun başına geçti. Hayranlıkla izliyordu. Müziğin melodisinden çok klibe hayran olmuştu. Bu adam şahane dans ediyordu! Resmen hayranlıkta izliyordu.
- Evet, sonunda George'un hayran olacağı adamı bulduk.
+ Kim olmaz ki? diye onayladı Rose.
- Hepimizin hayran olduğu biri.
+ Öyle.
George tam 4 dakika boyunca hiç kıpırdamadan klibi izlemişti. Klipte bir çok şey dikkatini çekmişti, dedektif, panter kürkü, Michael'ın dansları, ama en çok o basınca ışık çıkan kaldırım taşları... Saat 7'de kahvaltı bitmişti. Michael şarkısından sonra 3 - 4 şarkı daha çaldı... Çoğunlukla yeni şeyler.
8'de servisiyle, okula gitti, George. Okulu öğleden sonra 3'e kadardı. 3'te geldi. Okulunun kantininde yediği için karnı toktu. Saat 6'da ünlü VJ Alfonso'nun programı vardı. Kesin kararlıydı, arayıp ''Billie Jean'' şarkısını isteyecekti, Alfonso'dan. 2 saat, ödevlerini yaptı. Biraz kitap okudu. İşte, saat 6 olmuştu bile. Çok sevdiği o müzik kanalını açtı. ''Merhaba! Amerika'dan Alfonso! Yeni günümüzde, sizlere, eşsiz klipler yayınlayacağız. Sizin istekleriniz de yayınlanacak. Eğer bize ulaşmak isterseniz, 0014 - 2222 numaralarından bizlere ulaşabilirsiniz. 2 saat boyunca, hem sizin seçtikleriniz, hem de akışımızda olan şarkılar yayınlanacak. Bizi aramayı unutmayın!''
Hemen telefona geçti. Alfonso'nun programına, onlarca telefon ediliyordu, hatlar çoğunlukla doluydu. Aradı... meşgul. Aradı... meşgul... Tam tamına 45 dakika boyunca, sürekli aradı. Artık vazgeçmek üzereydi ki;
- Merhaba ben VJ'iniz Alfonso. Kiminle görüşüyorum?
+ Ben George...
- Aha, küçük bir izleyicimizle karşı karşıyayız. Kaç yaşındasın George?
+ 7
- Bizi nereden arıyorsun?
+ Los Angeles'tan.
- Peki George... Bizden hangi şarkıyı istersin?
+ Michael Jackson.
- Evet, Michael Jackson'dan hangi şarkı?
+ Iııı şey...
- Evet?
İyi de neydi, o klibin adı? Bağlandığı hattın heyecanıyla unutmuştu. Ayrıca Michael Jackson'ın başka klipleri de mi vardı ki? Daha önce hiç bir klibine denk gelmemişti. Billie Jean bu kadar güzelse, kim bilir diğer klipleri nasıldır?
- George, hatta mısın?
+ Evet, ama klibin adını unuttum.
- O zaman bana yardımcı ol. Nasıl bir klipti? Senin için bulup yayınlayalım.
+ En çok hatırladığım detay, kaldırım taşlarına basınca ışıklar çıkıyordu.
- A-ha ! Tamam! Sen Billie Jean şarkısını istiyorsun! Derhal George için Billie Jean geliyor.
Evet, şarkının adı kesinlikle Billie Jean'di. Heyecandan nasıl da unutmuştu!
- İyi akşamlar George, bizimle kal.
Hat kapandı. Klip derhal yayınlandı. O ay, hafta içi her gün 6 ila 8 arasında yayımlanan programa, 4 kez bağlanıp, 4 kez de Billie Jean istedi. Henüz Michael'ın başka şarkılarından haberi yoktu...
BÖLÜM SONU
Bravo valla. Heyecanla bekliyorum devamını
