Moderatörler: EvrimOfficial, EvrimOfficial

Kullanıcı avatarı
By Offthewall
#1351
Bende belgeseli izledim. Tamamen sallamasyon gibi geldi. Duygusal manipülasyon yapıldığı çok açık. Zaten ortada tek bir kanıt yok. Keşke MJ bu iğrenç çocukların hiçbirini yanına yaklaştırmasaydı belki de şimdi hayattaydı.
#1369
Şu adama atılmayan iftira yalan kalmadı Amerika da başarılı olan milyonları sürükleyen iki insan MJ ve Britney Spears çok çekti bu yalan medyadan Britney intihar girişiminde bulundu bu yalancı basının hayatını cehenneme çevirmişti. sonra anka kuşu gibi yeniden küllerinden doğdu aramıza döndü, MJ tam da bunlara gereken cevabı verecekken aramızdan ayrıldı. şu güzel insandan ne istediler de böyle ahlaksızca ihtira attılar her şey para olunca insanlar para için yapmayacağı şey yok aslında mesajı yazarken bile gözümden yaş geliyor bu adam bunları hak edecek hiç bir şey yapmadı varsa yoksa insanlara "sevgi" aşılamaya çalıştı. "sevgi" ile her şeyin düzeleceğine inandı. artık rahat bırakın da rahat için de uyusun saygıyla Popun Kralı.
Kullanıcı avatarı
By Offthewall
#1753
https://youtu.be/f3drYITp-K4

Brett Barnes, Wade ve James 1991 Jam videosunun çekimindeler.
Belgeselde Wade İle James’in daha önce hiç tanışmadıkları söylenmemiş miydi😂
Wade’e bakın nasıl da yapışmış adama😂
https://youtu.be/9fR0a8TyW4g

Victoria Derbyshire, Michael Jackson Estate’in belgesel hakkındaki açıklamasını okurken James’in yüz ifadesine bakın dokunsan herşeyi itiraf etcekmiş gibi 😂
Kullanıcı avatarı
By Offthewall
#1757
Mjzeynel yazdı: 09 Nis 2019, 13:25 Ben bu filmin çıkmasına inanın hiç şaşırmıyorum.. Çünkü iftira çok kolay atılır ama bu iftiraları kullanıp bir film çıkarmak için, oynucak olan insanların aptal olması gerekiyor. Aslında aptal değiller kendilerine göre çok çakallar ve para için her şeyi yaparlar.
Örnek vericek olursak bu film içerisinde oynayan insanlara 3 kuruş verip babalarının tacizci olduğunu söylemelerini iste, üzerine daha çok yalan katıp söylerler sırf para için.
Onlara para verip bu filmi çektirenlere zaten laf bile söylemek istemiyorum tek kelimeyle şerefsizler. Tek amaçları yaşarken ismini karalamaya çalıştıkları adama, öldükten sonrada aynı şeyi yapmak en dibe çekmek..
Zaten belgeselde o kadar çok çelişki var ki, hergün bir yenisi daha çıkıyo. Şu gördüğünüz videoda James o zamanlarda bile (Michael’ın boyu 5’11 feets (1.80 cm) google da 1.75 cm yazıyo ama muhtemelen yanlış çünkü dava dosyasında 5’11 yazıyodu) ondan uzun gibi 😂
Belgeselde kendileriyle çelişen hatta kendi yakınları bile bunların yalancı olduğunu öne sürerken insanlar hep duymak İstedikleri şeye inanmayı tercih ederler. Medya da konu Michael Jackson olunca en ufak şeyi büyütüp üzerinden nemalanmaya çalışır. İnşallah yazın Estate’in açtığı davayı kaybedip hapise girerler.
#1758
Bence bu belgeseli izlemek ve sosyal platformlarda yayınlamak, belgeseli yapanlara ve iftirada bulunanlara, rant sağlamaktan başka bir işe yaramaz.
Cem Yılmaz'ın esprisinden bile rahatsız olup, boykotta bulunduysak, bu belgesele karşı hayli hayli boykotta bulunmamız şart.
Bu belgesel bir Cosby davası belgeseli gibi değil.
Bill Cosby, suçlu.
Evine temizlikçi olarak giden kadınlara, sarkıntılık ve tacizde bulunduğuna dair kadınların belgeleri var, kayıtları var, bu bir suç. Michael'ın belgeseli ise, asılsız bir iddia. Yalan olduğu her yerinden belli.
Bu belgeseli boykot edelim.
Kullanıcı avatarı
By Offthewall
#1760
EvrimOfficial yazdı: 09 Nis 2019, 13:45 Bence bu belgeseli izlemek ve sosyal platformlarda yayınlamak, belgeseli yapanlara ve iftirada bulunanlara, rant sağlamaktan başka bir işe yaramaz.
Cem Yılmaz'ın esprisinden bile rahatsız olup, boykotta bulunduysak, bu belgesele karşı hayli hayli boykotta bulunmamız şart.
Bu belgesel bir Cosby davası belgeseli gibi değil.
Bill Cosby, suçlu.
Evine temizlikçi olarak giden kadınlara, sarkıntılık ve tacizde bulunduğuna dair kadınların belgeleri var, kayıtları var, bu bir suç. Michael'ın belgeseli ise, asılsız bir iddia. Yalan olduğu her yerinden belli.
Bu belgeseli boykot edelim.
Bence boykot falan hiçbişeye yaramaz. İnsanlar inandıkları ile kalır. Ama bu belgesel hiçbir şekilde belgeselcilik etiğine uymayan sadece tek taraflı kanıtsız boş anlatımdan editlenmiş röportajlar bütününden oluşan bir yapım. Topluma mal olmuş, tüm zamanların en önemli sanatçılarından birine, özellikle de yargı ve çeşitli kurumlar(LAPD,NYPD,FBI,LACFS) tarafından suçsuzluğuna karar verilmiş 10 yıl evvel de ölmüş, kendini savunmayacak biri hakkında bu şekilde ithamlarda bulunup öyle ellerini kollarını sallayarak gidemezler. Yazın görülecek davada bunların ceza aldığını ve hapise girip rezil olduklarını da görürüz inşallah.
Kullanıcı avatarı
By Offthewall
#2633
Leaving Neverland’i dün tekrar izledim. İlk izlediğimde tamamını izlememiştim çok sıkıcı gelmişti. İki ailenin hayatlarının bi noktadan sonra kötüye gitmesini Michael’ın onları istismar etmiş olmasına bağlıyorlar. Hatta Wade ve annesi hayatlarının merkezine Michael’ı koymuşlar. Kendi özeleştirilerini yapamasalarda, Michael’ı kişisel olarak yüceltip sürekli James’in de dediği gibi “aslında çok iyi biri sevilecek o kadar çok yönü var ki hala içimde onun bana yaptıkları ve bu sevgi hislerim savaş halinde” gibi şeyler anlatmaları psikolojik açıdan gerçekçi durmuş. Ama açıkcası o taciz sahneleri çocukların kendi kendilerine Michael ile görüştükleri veya eğlendikleri anıların içine sonradan yerleştirilmiş gibi sahte duruyo. Ve bence de öyle. Bazı şeylerin örtbas edilmesi, konu arası geçişlerde biraz kopukluk var. James kendi hayatını anlatırken madde bagımlılıgı veya anksiyete gibi sorunlarını hep istismara bağlıyo. Wade’de böyle bi durum yok neredeyse o 2013 deki iş sıkıntılarına kadar gayet de güzel hayatı olmuş. Annesi olacak kadın her türlü saçmalık biri, MJ öldükten sonra radyo programında kendi ağzıyla biz aslında Michael ‘la çok zaman geçirmedik diyip belgeselde bizi Neverland’a davet ediyodu çocuğu yanına istiyodu 1 yıl benimle kalsın dedi falan gibi şeyleri de saçma buldum. Çünkü o zamanlardaki gazete haberlerinden tutun J.Randy Taraborrelli’nin kitabına kadar bu Robson ailesi ile çok fazla alakası bile olmamış MJ’in. Annesine yapılacak çok eleştiri var Avustralya’daki kocasını sırf şöhret hırsı için bırakıp aileyi dağıtmış, küçücük çocuğunu baskılarıyla işkolik yapıp köpek gibi çalıştırıp dans programlarından konserlere koşturtmuş, en sonunda kocasının intihar etmesini bile takmayıp Los Angeles’daki ışıltılı hayatına devam etmiş. Wade’in yaşadığı psikolojik sıkıntıların kökeninde istismar hikayesi değil de babasının intiharı, dağılan ailesi ,o kadar çalışma ve çaba ile kurduğu kariyerinin çökmeye başlamasıyla yaşanan sorunlar var bence. Bu psikolojik sıkıntının üstesinden tüm suçu Michael’a atmak çok kârlı olacağı için bunu yapmış. Wade’in büyükannesi de suçu daima Michael’a atıyo. Bende bazı şeylerde Michael’ın hatalı olduğunu düşünüyorum. Michael’ın hayatına sadece istediği kişileri alıp, diğer herkese mesafe koyabilen, bencil ve kendi isteklerini düşünen biri olduğunu herkes söyler kendi ilk karısı dahil. Belgeselde James’in “ siz onunla arkadaş olamazsınız ancak o isterse sizle olur” dediği kısma katılıyorum. Tatiana Thumbzten’ın kendi yazdığı kitapta aylarca Michael’ın peşinden koştuğunu, ona mektuplar yazdığını, asistanını defalarca aramasına rağmen hiçbirine geri dönüş yapılmadıgını, Michael’a ulaşamadığını anlatmış. Ama James veya diğer çocuklara kendi isteğiyle ulaşıp o iletişimi kurup güçlendirmiş olması ve onlardan da kazık yemesi çok kötü olmuş. Belgeselde çok fazla gömmemişler Michael ‘ı özetle çok sevecen, tatlı, kibar biriydi ama aynı zamanda da bizi istismar etti” tarzda anlattıkları için de bu açıdan inandırıcı durmuş. Ama özellikle, Wade’in ailesine istismarı açıklamadan önce yengesinin rüyada görmesi ertesi gün yenilen yemekte Wade’in bunun doğru olduğunu açıklaması bana uydurma gibi geldi ki zaten öyle. Bu adamların hayatlarında yaşadıkları iniş-çıkışların hepsini, olmayan istismara bağlamaları ve bundan oldukça kazançlı çıkmaları sadece işlerine yaradı.Belgesel bütünü ile zayıf, aslında istismar hikayesi haricinde Wade’in yaşadıkları üzücü olsa da istismar kısmı aşırı sahte duruyor.
Kullanıcı avatarı
By Queen
#2635
Offthewall yazdı:Leaving Neverland’i dün tekrar izledim. İlk izlediğimde tamamını izlememiştim çok sıkıcı gelmişti. İki ailenin hayatlarının bi noktadan sonra kötüye gitmesini Michael’ın onları istismar etmiş olmasına bağlıyorlar. Hatta Wade ve annesi hayatlarının merkezine Michael’ı koymuşlar. Kendi özeleştirilerini yapamasalarda, Michael’ı kişisel olarak yüceltip sürekli James’in de dediği gibi “aslında çok iyi biri sevilecek o kadar çok yönü var ki hala içimde onun bana yaptıkları ve bu sevgi hislerim savaş halinde” gibi şeyler anlatmaları psikolojik açıdan gerçekçi durmuş. Ama açıkcası o taciz sahneleri çocukların kendi kendilerine Michael ile görüştükleri veya eğlendikleri anıların içine sonradan yerleştirilmiş gibi sahte duruyo. Ve bence de öyle. Bazı şeylerin örtbas edilmesi, konu arası geçişlerde biraz kopukluk var. James kendi hayatını anlatırken madde bagımlılıgı veya anksiyete gibi sorunlarını hep istismara bağlıyo. Wade’de böyle bi durum yok neredeyse o 2013 deki iş sıkıntılarına kadar gayet de güzel hayatı olmuş. Annesi olacak kadın her türlü saçmalık biri, MJ öldükten sonra radyo programında kendi ağzıyla biz aslında Michael ‘la çok zaman geçirmedik diyip belgeselde bizi Neverland’a davet ediyodu çocuğu yanına istiyodu 1 yıl benimle kalsın dedi falan gibi şeyleri de saçma buldum. Çünkü o zamanlardaki gazete haberlerinden tutun J.Randy Taraborrelli’nin kitabına kadar bu Robson ailesi ile çok fazla alakası bile olmamış MJ’in. Annesine yapılacak çok eleştiri var Avustralya’daki kocasını sırf şöhret hırsı için bırakıp aileyi dağıtmış, küçücük çocuğunu baskılarıyla işkolik yapıp köpek gibi çalıştırıp dans programlarından konserlere koşturtmuş, en sonunda kocasının intihar etmesini bile takmayıp Los Angeles’daki ışıltılı hayatına devam etmiş. Wade’in yaşadığı psikolojik sıkıntıların kökeninde istismar hikayesi değil de babasının intiharı, dağılan ailesi ,o kadar çalışma ve çaba ile kurduğu kariyerinin çökmeye başlamasıyla yaşanan sorunlar var bence. Bu psikolojik sıkıntının üstesinden tüm suçu Michael’a atmak çok kârlı olacağı için bunu yapmış. Wade’in büyükannesi de suçu daima Michael’a atıyo. Bende bazı şeylerde Michael’ın hatalı olduğunu düşünüyorum. Michael’ın hayatına sadece istediği kişileri alıp, diğer herkese mesafe koyabilen, bencil ve kendi isteklerini düşünen biri olduğunu herkes söyler kendi ilk karısı dahil. Belgeselde James’in “ siz onunla arkadaş olamazsınız ancak o isterse sizle olur” dediği kısma katılıyorum. Tatiana Thumbzten’ın kendi yazdığı kitapta aylarca Michael’ın peşinden koştuğunu, ona mektuplar yazdığını, asistanını defalarca aramasına rağmen hiçbirine geri dönüş yapılmadıgını, Michael’a ulaşamadığını anlatmış. Ama James veya diğer çocuklara kendi isteğiyle ulaşıp o iletişimi kurup güçlendirmiş olması ve onlardan da kazık yemesi çok kötü olmuş. Belgeselde çok fazla gömmemişler Michael ‘ı özetle çok sevecen, tatlı, kibar biriydi ama aynı zamanda da bizi istismar etti” tarzda anlattıkları için de bu açıdan inandırıcı durmuş. Ama özellikle, Wade’in ailesine istismarı açıklamadan önce yengesinin rüyada görmesi ertesi gün yenilen yemekte Wade’in bunun doğru olduğunu açıklaması bana uydurma gibi geldi ki zaten öyle. Bu adamların hayatlarında yaşadıkları iniş-çıkışların hepsini, olmayan istismara bağlamaları ve bundan oldukça kazançlı çıkmaları sadece işlerine yaradı.Belgesel bütünü ile zayıf, aslında istismar hikayesi haricinde Wade’in yaşadıkları üzücü olsa da istismar kısmı aşırı sahte duruyor.
Bu ( sözde ) belgeseli bende izledim ve Michael 'ın istismarcı olduğuna dair hiç bir kanıt yok. Zaten olamaz o ayrı. Yaptığın yorumda bazı yerlere katılmıyorum. Her insan hayatına istediği insanları almaya çalışır ve istemediklerini hayatından çıkarma eğilimindedir. Michael 'ın da bu şekilde olması çok doğal. Ayrıca belgeselde Michael için " siz onunla arkadaş olmak istemesenizde o sizinle arkadaş olmak isterse olur" dedikleri kısım zaten tamamıyla saçmaydı çünkü gerçek hayat belgeselde anlatılanlardan çok farklı. Belgeselde ilk iletişime geçmek isteyen ve iletişimi sürdürmek isteyen taraf hep Michael gibi gösterilmiş ama gerçekte asıl iletişime geçmek isteyen taraf ( yani Michael 'ın peşini bırakmayan,onun özellikle maddi kaynaklarından ve eğlence sektöründe ilerleyen çocuklarına sunabileceği imkanlardan faydalanmaya çalışan taraf ) Wade ve James 'in aileleriydi. Michael 'ın kendisinden yardım ve ilgi bekleyen insanlara istediklerini vermek gibi bir özelliği var. Bu bazen kötü sonuçlara sebep oluyor o ayrı. Gerçekte bu ailelerle ne kadar vakit geçirdi onu bile bilmiyoruz. Ben şahsen bu insanlarla bu kadar fazla vakit geçirdiğine de inanmıyorum.

ASUS_X008D cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Kullanıcı avatarı
By Offthewall
#2637
Queen yazdı: 15 Haz 2019, 00:33
Offthewall yazdı:Leaving Neverland’i dün tekrar izledim. İlk izlediğimde tamamını izlememiştim çok sıkıcı gelmişti. İki ailenin hayatlarının bi noktadan sonra kötüye gitmesini Michael’ın onları istismar etmiş olmasına bağlıyorlar. Hatta Wade ve annesi hayatlarının merkezine Michael’ı koymuşlar. Kendi özeleştirilerini yapamasalarda, Michael’ı kişisel olarak yüceltip sürekli James’in de dediği gibi “aslında çok iyi biri sevilecek o kadar çok yönü var ki hala içimde onun bana yaptıkları ve bu sevgi hislerim savaş halinde” gibi şeyler anlatmaları psikolojik açıdan gerçekçi durmuş. Ama açıkcası o taciz sahneleri çocukların kendi kendilerine Michael ile görüştükleri veya eğlendikleri anıların içine sonradan yerleştirilmiş gibi sahte duruyo. Ve bence de öyle. Bazı şeylerin örtbas edilmesi, konu arası geçişlerde biraz kopukluk var. James kendi hayatını anlatırken madde bagımlılıgı veya anksiyete gibi sorunlarını hep istismara bağlıyo. Wade’de böyle bi durum yok neredeyse o 2013 deki iş sıkıntılarına kadar gayet de güzel hayatı olmuş. Annesi olacak kadın her türlü saçmalık biri, MJ öldükten sonra radyo programında kendi ağzıyla biz aslında Michael ‘la çok zaman geçirmedik diyip belgeselde bizi Neverland’a davet ediyodu çocuğu yanına istiyodu 1 yıl benimle kalsın dedi falan gibi şeyleri de saçma buldum. Çünkü o zamanlardaki gazete haberlerinden tutun J.Randy Taraborrelli’nin kitabına kadar bu Robson ailesi ile çok fazla alakası bile olmamış MJ’in. Annesine yapılacak çok eleştiri var Avustralya’daki kocasını sırf şöhret hırsı için bırakıp aileyi dağıtmış, küçücük çocuğunu baskılarıyla işkolik yapıp köpek gibi çalıştırıp dans programlarından konserlere koşturtmuş, en sonunda kocasının intihar etmesini bile takmayıp Los Angeles’daki ışıltılı hayatına devam etmiş. Wade’in yaşadığı psikolojik sıkıntıların kökeninde istismar hikayesi değil de babasının intiharı, dağılan ailesi ,o kadar çalışma ve çaba ile kurduğu kariyerinin çökmeye başlamasıyla yaşanan sorunlar var bence. Bu psikolojik sıkıntının üstesinden tüm suçu Michael’a atmak çok kârlı olacağı için bunu yapmış. Wade’in büyükannesi de suçu daima Michael’a atıyo. Bende bazı şeylerde Michael’ın hatalı olduğunu düşünüyorum. Michael’ın hayatına sadece istediği kişileri alıp, diğer herkese mesafe koyabilen, bencil ve kendi isteklerini düşünen biri olduğunu herkes söyler kendi ilk karısı dahil. Belgeselde James’in “ siz onunla arkadaş olamazsınız ancak o isterse sizle olur” dediği kısma katılıyorum. Tatiana Thumbzten’ın kendi yazdığı kitapta aylarca Michael’ın peşinden koştuğunu, ona mektuplar yazdığını, asistanını defalarca aramasına rağmen hiçbirine geri dönüş yapılmadıgını, Michael’a ulaşamadığını anlatmış. Ama James veya diğer çocuklara kendi isteğiyle ulaşıp o iletişimi kurup güçlendirmiş olması ve onlardan da kazık yemesi çok kötü olmuş. Belgeselde çok fazla gömmemişler Michael ‘ı özetle çok sevecen, tatlı, kibar biriydi ama aynı zamanda da bizi istismar etti” tarzda anlattıkları için de bu açıdan inandırıcı durmuş. Ama özellikle, Wade’in ailesine istismarı açıklamadan önce yengesinin rüyada görmesi ertesi gün yenilen yemekte Wade’in bunun doğru olduğunu açıklaması bana uydurma gibi geldi ki zaten öyle. Bu adamların hayatlarında yaşadıkları iniş-çıkışların hepsini, olmayan istismara bağlamaları ve bundan oldukça kazançlı çıkmaları sadece işlerine yaradı.Belgesel bütünü ile zayıf, aslında istismar hikayesi haricinde Wade’in yaşadıkları üzücü olsa da istismar kısmı aşırı sahte duruyor.
Bu ( sözde ) belgeseli bende izledim ve Michael 'ın istismarcı olduğuna dair hiç bir kanıt yok. Zaten olamaz o ayrı. Yaptığın yorumda bazı yerlere katılmıyorum. Her insan hayatına istediği insanları almaya çalışır ve istemediklerini hayatından çıkarma eğilimindedir. Michael 'ın da bu şekilde olması çok doğal. Ayrıca belgeselde Michael için " siz onunla arkadaş olmak istemesenizde o sizinle arkadaş olmak isterse olur" dedikleri kısım zaten tamamıyla saçmaydı çünkü gerçek hayat belgeselde anlatılanlardan çok farklı. Belgeselde ilk iletişime geçmek isteyen ve iletişimi sürdürmek isteyen taraf hep Michael gibi gösterilmiş ama gerçekte asıl iletişime geçmek isteyen taraf ( yani Michael 'ın peşini bırakmayan,onun özellikle maddi kaynaklarından ve eğlence sektöründe ilerleyen çocuklarına sunabileceği imkanlardan faydalanmaya çalışan taraf ) Wade ve James 'in aileleriydi. Michael 'ın kendisinden yardım ve ilgi bekleyen insanlara istediklerini vermek gibi bir özelliği var. Bu bazen kötü sonuçlara sebep oluyor o ayrı. Gerçekte bu ailelerle ne kadar vakit geçirdi onu bile bilmiyoruz. Ben şahsen bu insanlarla bu kadar fazla vakit geçirdiğine de inanmıyorum.

ASUS_X008D cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Evet Michael çok yardımsever biriydi doğrudur. Ama arkadaşlık yaptığı çocuklar yardıma muhtaç değil ki. Onlarla sadece arkadaşlık yapmak için ilgilenmiş. Kendisi zaten istemese ilgilenmese onunla iletişimde bulunanlar aralarında herhangi bir arkadaşlık ilişkisi de kuramaz, kursa bile devam ettiremez. Kendisi özellikle ilgilenmiş. Bende çok fazla onlarla zaman geçirdiğini düşünmesem de ilgilenmiş yani. Ben mesela Jordan Chandler olayında istismar haricinde, Michael’ı da hatalı buluyorum. Çocuğun anne babası zaten ayrı, onlarla bi kaza sonucu tanısan Michael, onlarla ilgilenen de evine, Monaco daki ödül töreninden tutun seyahatlere kadar da davet eden götüren hep Michael. Haliyle çocuk Michael a bagımlı hale gelip kendi öz babasından uzaklaşıyo. Adam da kıskanıp böyle bi tezgah kuruyo işte. Adam MJ’e defalarca çocuğumla aranda cinsel şeyler yok değil mi? Gibi sorular soruyo. Biri bana sorsa öyle bişey olmasa bile ben çocukla arama yine mesafe koyar hiç değilse baş başa vakit geçirmeye devam etmem. Ama Michael bencilce düşünmüş bu ailelerle bir süre ilgilenmesi bile onları ne kadar etkilemiş. Çocuk olay sonrası adını değiştirip eyaleti terketmiş, hayatının geri kalanını ailesinden uzak geçirmiş. Bunun sorumlusu babası olsa da MJ’in de payı var bence. O yasta çocuklara koskoca süperstarın arkadaşlık yapmasından tutun, turnelere katılması o ortamlarda bulunmaları sağlıklı değil çocuklar için. Yanlış anlaşılıyorum diye mesafe koyulur siz de koyarsınız ama değil mi? Sizce buralarda hatta taciz olayı patlak verdiğinde de Michael ‘ın çocuklarla arasına mesafe koyması gerekmez miydi? Kendi ilk karısı ve etrafındakiler o kadar çok uyarmasına rağmen Michael ben ne istersem onu yaparım deyip çocuklarla gezilerine devam etmesi hatta çocukları o kadar çok sevmesi bile onun hayatının mahvolmasına sebeb olmadı mı? Canını bile bu yüzden verdi. Hep bu Saçma çocuk davaları yüzünden. Bence kendi hataları da var. Keşke sadece yeğenleriyle arkadaslık yapsaydı da bu çocukların hiçbiri ile alakası olmasaydı. O zaman ne itibarına zarar gelirdi ne de kendisine.

Swap-in out addons, use only what you really need!