- 14 Haz 2019, 20:41
#2633
Leaving Neverland’i dün tekrar izledim. İlk izlediğimde tamamını izlememiştim çok sıkıcı gelmişti. İki ailenin hayatlarının bi noktadan sonra kötüye gitmesini Michael’ın onları istismar etmiş olmasına bağlıyorlar. Hatta Wade ve annesi hayatlarının merkezine Michael’ı koymuşlar. Kendi özeleştirilerini yapamasalarda, Michael’ı kişisel olarak yüceltip sürekli James’in de dediği gibi “aslında çok iyi biri sevilecek o kadar çok yönü var ki hala içimde onun bana yaptıkları ve bu sevgi hislerim savaş halinde” gibi şeyler anlatmaları psikolojik açıdan gerçekçi durmuş. Ama açıkcası o taciz sahneleri çocukların kendi kendilerine Michael ile görüştükleri veya eğlendikleri anıların içine sonradan yerleştirilmiş gibi sahte duruyo. Ve bence de öyle. Bazı şeylerin örtbas edilmesi, konu arası geçişlerde biraz kopukluk var. James kendi hayatını anlatırken madde bagımlılıgı veya anksiyete gibi sorunlarını hep istismara bağlıyo. Wade’de böyle bi durum yok neredeyse o 2013 deki iş sıkıntılarına kadar gayet de güzel hayatı olmuş. Annesi olacak kadın her türlü saçmalık biri, MJ öldükten sonra radyo programında kendi ağzıyla biz aslında Michael ‘la çok zaman geçirmedik diyip belgeselde bizi Neverland’a davet ediyodu çocuğu yanına istiyodu 1 yıl benimle kalsın dedi falan gibi şeyleri de saçma buldum. Çünkü o zamanlardaki gazete haberlerinden tutun J.Randy Taraborrelli’nin kitabına kadar bu Robson ailesi ile çok fazla alakası bile olmamış MJ’in. Annesine yapılacak çok eleştiri var Avustralya’daki kocasını sırf şöhret hırsı için bırakıp aileyi dağıtmış, küçücük çocuğunu baskılarıyla işkolik yapıp köpek gibi çalıştırıp dans programlarından konserlere koşturtmuş, en sonunda kocasının intihar etmesini bile takmayıp Los Angeles’daki ışıltılı hayatına devam etmiş. Wade’in yaşadığı psikolojik sıkıntıların kökeninde istismar hikayesi değil de babasının intiharı, dağılan ailesi ,o kadar çalışma ve çaba ile kurduğu kariyerinin çökmeye başlamasıyla yaşanan sorunlar var bence. Bu psikolojik sıkıntının üstesinden tüm suçu Michael’a atmak çok kârlı olacağı için bunu yapmış. Wade’in büyükannesi de suçu daima Michael’a atıyo. Bende bazı şeylerde Michael’ın hatalı olduğunu düşünüyorum. Michael’ın hayatına sadece istediği kişileri alıp, diğer herkese mesafe koyabilen, bencil ve kendi isteklerini düşünen biri olduğunu herkes söyler kendi ilk karısı dahil. Belgeselde James’in “ siz onunla arkadaş olamazsınız ancak o isterse sizle olur” dediği kısma katılıyorum. Tatiana Thumbzten’ın kendi yazdığı kitapta aylarca Michael’ın peşinden koştuğunu, ona mektuplar yazdığını, asistanını defalarca aramasına rağmen hiçbirine geri dönüş yapılmadıgını, Michael’a ulaşamadığını anlatmış. Ama James veya diğer çocuklara kendi isteğiyle ulaşıp o iletişimi kurup güçlendirmiş olması ve onlardan da kazık yemesi çok kötü olmuş. Belgeselde çok fazla gömmemişler Michael ‘ı özetle çok sevecen, tatlı, kibar biriydi ama aynı zamanda da bizi istismar etti” tarzda anlattıkları için de bu açıdan inandırıcı durmuş. Ama özellikle, Wade’in ailesine istismarı açıklamadan önce yengesinin rüyada görmesi ertesi gün yenilen yemekte Wade’in bunun doğru olduğunu açıklaması bana uydurma gibi geldi ki zaten öyle. Bu adamların hayatlarında yaşadıkları iniş-çıkışların hepsini, olmayan istismara bağlamaları ve bundan oldukça kazançlı çıkmaları sadece işlerine yaradı.Belgesel bütünü ile zayıf, aslında istismar hikayesi haricinde Wade’in yaşadıkları üzücü olsa da istismar kısmı aşırı sahte duruyor.